Yakın zamana kadar sorunun yalnızca teröre indirgendiği, çözüm kelimesinin telaffuz dahi edilemediği bir ülkede, son günlerde şahit olduklarımızı heyecan verici buluyorum.
İnsanların yaşadıkları acıları görmezden gelerek,yapılan yanlışları kabul etmek ve düzeltmek için gerekenleri yapmak yerine onları inkar eden ve bu topraklarda yaşayan insanları şizofren ilan eden politikalar izleyerek,militarist söylemlerle halkı galeyana getirerek bir adım ileri gidilemeyeceğini farketmiş olmakta gecikmiş olunsa da güç olmasın diyerek,sorunun çözümü adına izlenen politikanın istikrarlı bir şekilde devam ettirilmesini diliyorum.
Diyalog sürecinin önünü tıkamaya çalışanları ise adeta kana susamış vampirlere benzetiyorum.Bu ülkede yaşanan acıların son bulabilmesi için ne yapılması gerektiğini düşündüklerini merak ediyorum.Ya da boşversenize...Kimseyi kandırmamalıyım.Etmiyorum!Beynim şiddetten geçen hiçbir frekansı çekmiyor.Ne yazık ki(!) algılayamıyorum ve dolayısıyla onları anlayamıyorum.Hele ki "sosyal demokrat" bir partinin şovenist söylemlerini...Hiçbir kavramın altının doldurulamadığı bir ülkede,bu söylemleri gayet normal bulmak gerekiyor belki ama malesef bunu hala başaramıyorum.Çözüm için ilk olarak harekete geçmesi gerekenlerin,bırakın harekete geçmeyi,köstek olmak adına gösterdikleri çabayı gördükçe deliriyorum.
Topluca deliriyoruz.
Delirdik.
Delirttiler...
Son olarak diyorum ki;terörü yaratan nedenlerin varlığının inkar edildiği,sorunun tek tarafa yüklendiği uzunca bir süreç sonrasında bugün izlenen politika,tabuların geride bırakılmasını mümkün kılacak gibi görünüyor.
Yok bu işin solu,sağı...
Yeter ki çözüm,artık çözün!
Yeter ki çözüm,artık çözün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder