3 Eylül 2009 Perşembe

deliliğe bir övgü de benden



Gecikmeli olsa da,"şizofren" şovalye olarak tanıdığım Don Kişotla tanıştım.
Acayip kıskandım bu adamı;cesaretini,tutkusunu,hayalperestliğini,aklını...
Hayatını düşlerine değişmeyen eşsiz bir kahramanın, "deli" addedilmek pahasına,insanları kurgusuna dahil etme çabasına imrendim.Keşke her birimiz hayallerimizin peşinden gidebilecek kadar akıllı olabilseydik diye düşünmeden edemedim.Düşünsenize,bir sabah dünyayı kötülüklerden arındırmak üzere gönderilen bir peri olduğuma inanarak uyansam epey eğlenceli olurdu yahu! Toplum içinde şu anki konumumdan farklı bir yerde olacağımı da hiç sanmıyorum;sanmıyorum çünkü yeterince mantıklı konuşurken de anlattığım birçok şey herkese yeterince toz pembe ve bir hayal kahramanının kurgusu kadar inandırıcılıktan uzak geliyor.Hem bu delilik dediğimiz tam olarak ne ben çözemedim.Kime deli diyoruz yani?Asık suratlı hükümetleri ciddiye almayanlara mı;doğaya hakettiği değeri verenlere mi;fazla gülenlere veya fazla ağlayanlara mı;aşka inanalara mı;silahların sustuğu,çocukların tutuklanmadığı bir ülke hayal edenlere mi;radyo dinlemeye devam edenlere mi;anlaşılmak istemeyenlere mi?...Bu arada şunu da belirteyim değerli okuyucu,her geçen gün bu delilik kuyusu derinleşiyor;yani yelpaze genişliyor.Sonuç olarak dünyaya farklı bir pencereden bakanlar yani ekranın ayarıyla oynayanlar "deliler" sanıyorum;özellikle antenle oynarken,ekranın netliğini akıl küplerine göstermeye çalışanlar yok mu? "Vahh!! "diyorum onların hallerine...
Bu bahsettiklerim dil çıkarmayanlar;yani aranızda dolaşabilenler,görünürde "normal" olanlar.Geçirecekleri evrim onları nasıl bir kalıba dönüştürür bilemiyorum.


Diyeceğim şudur ki bir peri olarak kendimi afişe ettiğimde,içimdeki deliyi görünür kılmaktan ve aranıza karışamayacak kadar cesur davranmaktan başka bir şey yapmış olmayacağıma göre bir problem yok.Aksine artıları var bu atılımın;bir periyi kendinize benzetmeye çalışmazsınız hiç değilse...


Kıs kıs gülmeyin akıl küpleri,ben ciddiyim.


Don Kişot'un kemiklerini sızlatmak pahasına yazdıklarımı noktalarken,düşlerini rota edinen her kahramana saygılarımı sunuyorum.

2 yorum:

  1. "Hakkımda ne derlerse desinler, (zira, deliliğin en deli olanlar tarafından ile her gün nasıl ayaklar altına alındığını bilmez değilim)tanrısal tesirlerimle tanrılar ve insanlar üzerine sevinç saçan gene ben, yalnız benim; öyle ya, bu kalabalık toplantıda ben görünür görünmez, söz söylemeye hazırlanır hazırlanmaz canlı emsalsiz bir neşenin çehrelerinizde birdenbire parladığı görülmedi mi?"
    Deliliğe Övgü - Erasmus

    eğer böyleyse delilik, bu örneklerle mutlu olabilmekse ve hayatı sonuna kadar toz pembe kılabiliyorsa insanın, bizler bir delinin en eşsiz karakterleri arasında bulunmaya hazır ve nazır kişilikleriz(:

    YanıtlaSil
  2. "...sanmıyorum çünkü yeterince mantıklı konuşurken de anlattığım birçok şey herkese yeterince toz pembe..." en çok etkileyen kısmı buydu sanırım beni, okurken "sanırım Fulya benim bu yazının daha ilk satırlarından anladığım kadarıyla yapacağım yorumu önceden tahmin edercesine yazmış" dedim.. evet bir yandan çok sevindim ama belki de bu kadar çok bu kalıbı kullanan başka kimse yoktu hayatında, benden başka.. bu yüzden de biraz kötü oldum , ama bilirim sen anlarsın beni :)

    öte yandan, bir peri olduğun için seni aralarına almayacaklar, sana güleceklerse, en güzelini yaparlar, çünkü bu kadar şahane bir insan herkesin yanında olmamalıdır..en azından baştan ne olduklarını belli etsinlerki dostumu üzgün görmiyim...

    YanıtlaSil