20 Temmuz 2010 Salı

1N

Anlamını bilmediğim kelimeler dilimde
sesime değdikçe kırılıyor her biri
yansımaları sana ulaşmasın diye
konuşsam da harfler hep sessiz
yalnız biri var ki güçlü öylesine
biri var ki kovalıyor yaşananları
yanıt bekleyen bir niye
söylenecek çok şey var gibi
susmak gerektiğinde hep böyle
düşünüyorum da sahi ne ki derdimiz
neden sahibiz bu maskelere
özlemken ruhun dört tarafı
tedirgin yalanlar kime
ki sessiz de olsa harfleri
gürültülüdür kişinin kendisine

9 Temmuz 2010 Cuma

hani benim devletim,"sosyal devletim"

Hukuk,adaletle ilişkili olması gereken bir kavram değil mi?Adaletten ayırdığınızda varolma amacını kaybeden bu terimin güzel ülkemde içinin ne kadar da boş olduğuna her geçen gün daha da yakından tanıklık etmek zorunda kalmak çok canımı sıkıyor.
Stajyer avukatların tabi oldukları şartlar mesela...
Stajyer avukatların haktan,adaletten yoksun çalışma koşulları katlanmak zorunda oldukları bir şey olarak önlerinde duruyor.Sosyal güvenceden yoksun olarak bir yıl boyunca çalışmak zorunda kalan,herhangi bir ücret talep etme hakkı bulunmayan;üstüne üstlük mevcut koşullar gereği kabarık ücretler ödeyerek baroya kaydolma şansı bulabilen,staj süresince mesleki gelişim ve yeterlilik adına hiç de tatmin edici olmayan bir sürece dahil olmak zorunda kalan bir sürü taze adalet arayıcısı."Sosyal Devletim" adalet dağıtabileceğine inanarak yola çıkmış birçok gence daha ilk günden gösteriyor aba altından sopayı."Yok öyle bir dünya" diyor adeta.Cici gençler ne yapıyorlar peki?Ne yapıyoruz?Susuyoruz;adalete susuyoruz.Halbuki suyun kaynağını öğrenmiş olan bizlere yakışmıyor bu eylemsizlik hali.
Anayasamızda yer alan sosyal devlet ibaresinin inandırıcığını koruması için köklü bir değişiklik yoluna gidilmesi şart.Değişimi tetikleyecek olansa bizleriz.Bizim sesimiz.
Şimdi adalet için...