24 Haziran 2010 Perşembe

Rumuz:Ukala

Kişi,anı önemsemeli,anı yaşamalı;ama anı yaşarken yarına olan saygısını yitirmemeli.Çünkü yarın,anın bencilliğine heba edilemeyecek kadar mühim.Her ikisi birbirine incecik bir çizgiyle bağlı.
İnsanın yarına taşımak istemediği bir şeyle anı kurtarmaya çalışması anlamsız.Yarın olduğunda anın gölgesinden kaçmak mümkün olabilse tamam;ama kurtardığın her dakika senin yarınından çalacaksa,tam olarak neyi kurtarmış olduğunu ve neyi kaybetmiş olduğunu düşünmeli.
Bir de anı yaşamaktan korkmayan kişi,anın getirdiklerini yarına sunmaktan,sunamıyorsa bunu yarına açıklamaktan hiç korkmamalı.Çünkü yalnızca an değil,hiçbir zaman dilimi korkakları sevmez.Çünkü yalnızca an değil,yarın da hakkını almak ister azizim.Çünkü yarın da bekler mutlu olmayı.Çünkü...öyle işte.

13 Haziran 2010 Pazar

saçmalamak...iyidir bazen.

Kadın cidden sevilesi bir varlık.
Mütemadiyen merak ediyorum üzerine yapışan çözülemeyen varlık sıfatının nedenini.Kendisine sunulan organlarının işlevlerini idrak ettiği için,idrak edemeyen diğer tür tarafından bombardımana tutuluyor sanırım.Bu noktada sorun tam olarak kimde olmuş oluyor bilemiyorum.Yani biliyorum da objektif görünmek ister gibiyim.Gülünür buna.Kabul ediyorum.Niyetim tamamen subjektif takılmak.
İdrak meselesi ilginç.Kadın her gün yeni bir şey idrak etme çabasında.Her gün kendisine ruhlar aleminden yeni bir arkadaş ediniyor.(Hepsi böyle tabi.Genellemeler yalan olsa da canım bunu doğru kılmak istiyor.Sizi alakadar eden bir durum yok.Kaşıntı tutmasın hemen.)Ne diyordum?Heh.Erkeklerle ilgili ise ciddi bir sıkıntı olduğunu düşünmekteyim.Öğrenmiş olduklarını da unutarak ertesi güne geçiş yaptıkları oluyor sık sık.
Neyse...
İki türün bir araya gelişine gelirsek;kötü bir masalı gereksiz yere dönüştürme çabası taşıyan saçma sapan kahramanlara benzetiyorum onları bu noktada.Birliktelik,başlı başına bir sürü enteresan olaya gebe bir olgu ve böyle olmasına rağmen hala bir sürü cenin bekliyor.Kadınlar erkeklere,erkekler kadınlara ısrarla ihtiyaç duyuyor.Erkeklerin duydukları ihtiyaçtan öteye gidemiyor da kadınlar bu ihtiyacın üzerine efenim böyle tamamen gereksiz bir duygusallık,bir sevgi,ne biliyim,bilimum gereksiz şey daha katmak istiyor.Yazık işte garibim kadın,dolmuş taşmış bir sürü şeyle.Erkeklerin boşluğu ise takdire şayan.
Belki de kadın erkeğin yaşadığı boşluğu gördükçe doldurmak istiyor.Tam da bu noktada bir kadın bir erkeğin hayatına girmek istiyor ya da bir erkek bir kadını hayatına dahil etmeyi istiyor.Aman ne biliyim.Zor bu işler.
Ama problem ne bence biliyor musunuz?Erkek kişi yüzeyselliğinin farkında değil.Sallandıkça taşacak kadar dolu görmekte kendini.Eeee durum böyle iken pişmiş aşa su katmaya çalışıyor gibi oluyor kadın.Pişmiş olan erkek.Erkek pişmiş.Gör bunu eyy kadın,gör artık!Bozma erkeğin pişmiş aşını,katma su falan.
Diyeceğim şu ki;peri masalı yazabileceğine inanma hususunda çok iyi niyetli buluyorum iki tarafı da.Özellikle boşluğu doldurabileceğine inanan kadını.İşte ben o kadın için çok üzülüyorum.Nedir bu Tanrı olma çabası?
Ama yine de sevilesi işte o.
Kadın yani,sevilesi.
Seviniz yeter.
Erkek mi?
Hımmmm...
Öpseniz yeter.
Pardon.
Öpünüz geçer.